12:59... Saatin üzerinde yazan rakamlar bunlardı. Geldiğinden beri en az on yedi kez bakmıştı saate Gwen. Umduu olmamıştı ; Dharja geç kalmıştı işte. Ama bu büyük bir sorun değildi Gwen için. Nasılsa zamanı vardı , tabi unuttuğu bir randevusu yada işi yoksa. Dharja kesin yine kendini uykuya kaptırmıştı. Onu çok iyi anlıyordu Gwen. O da uykuyu çok severdi ama belli etmezdi. Belki de bu sevmek yüzünden değildi. Alışkanlık gibi birşeydi uyku. Gwen' ı bıraksalar iki üç gün boyunca uyuyabilirdi heralde. Ama bu aralar uykuyu düşünemiyordu , önümüzdeki bir yıl kadarda düşünemeyecekti. Tek düşündüğü şey yeniden kavuşacağı gücüydü.
Çok mu kötü biriydi Gwen? Aslında kötü olmayı o istememişti , zorla kötü olmasını gerektirmişlerdi. Eğer o gün yardımcı değil de kahraman olsaydı belki şimdi technopathlık özelliğini yararlı şeyler için kullanan kocaman bir kadın olabilirdi. Hatta herkesin dilinden düşmeyen bir kahraman olabilirdi. Ama bunların hiç biri olmayacaktı. Hepsi onların suçuydu. Kendi yaptıklarının bedelini ödeyeceklerdi , hem de en yakın zamanda. Hele bir okul açılsın , herşey tıkır tıkır ilerleyecekti. Kimsenin , yıllardır beklediği anı bozmasına izin vermeyecekti. Hiç bir güç onu o anki zevkten mahrum edemezdi , etmemeliydi. Planlarının kötü sonuçla bitmesini aklının ucundan bile geçirmek istemiyordu. Düşüncesi bile berbattı. "Ama ya kötü sonuçla biterse..." İçinde salak bir ses mırıldanıyordu bunu. "Bu senin sonun olur..." Hala devam ediyordu o salak ses. Huzursuzca etrafa bakmaya başladı Gwen. Birdenbire morali bozulmuştu. Gerçekten sonu olurdu kötü sonuçla bitmesi. Hem bu sefer yeniden büyümek gibi bir şansı da olmayabilirdi. Oflayarak önündeki masaya hafifçe vurmaya başladı. Kötü şeyler düşünmek istemiyordu. Herşey tam istediği gibi gidecek ve isteğine ulaşacaktı , hepsi bu. Ama içindeki o salak ses yeniden birşeyler söylemeye çalışıyordu. Gwen istemsiz olarak " Sussana salak şey!" diye haykırdı. Sonra hemen etrafına baktı. Kimse ona bakmıyordu. Demek ki bağırmamıştı. Sesini kontrol etmek için hafifçe öksürdü. Bir sorun yoktu. O zaman nasıl olup da kimse duymamıştı.
"Geç kalmadım , değil mi?" Gwen bu sesle birden kendine geldi. Masanın başında duran Dharja' yıysa birkaç saniye sonra farketti. Gülümsemeye çalışarak cevap verdi. "A aslında geç kaldın ama sorun değil." Gerçekten sorun değildi. Ama Dharja2 yı beklerken düşündüğü şeyler , o salak ses ve bağırışını kimsenin duymaması birer sorun olabilirdi. Daha fazla düşünmek istemiyordu bunları. Ama sesinin nasıl duyulmadığı hala kafasını oyalıyordu. Bir gücü daha olamazdı heralde Gwen' ın ; istediği zaman sesini duyurmak gibi. Olamazdı. Hem olsa yıllardır farkederdi bunu bir şekilde.
"Uykuyu sevdiğimi biliyorsun..." Dharja' nın orada olduğunu unutmuştu biran. Artık kendine gelmeliydi. Ne olduysa olmuştu işte. Şimdi bunları düşünmenin vakti değildi. "Ha evet bilmezmiyim... Herkes biliyor bunu." Zorla da olsa gerçek bir gülümseme yerleştirebilmişti yüzüne. Oysa bugün ne güzel başlamıştı. TAbi o saçma şeyler olmadan önce. Niye bir günün tamamını mutlu geçiremiyordu ki? İlla bir sorun mu çıkmalıydı? Gerçi bu tam bir sorun sayılmazdı ama moralini bozmaya yetmişti...
"Yeter!" İçinden haykırdı Gwen. Normale dönüp kendine gelmeliydi. Derin bir nefes aldı. Artık daha iyi sayılırdı , günün başındaki kadar olmasa da. "İsteğiniz?" Dharja' yı beklediği süre boyunca "Acaba arkadaşınız ne zaman gelecek?" dercesine Gwen'a arada bakış atan garson yeniden gelmişti. "Çikolatalı cappuccino , lütfen." Dharja siparişini verince garson Gwen' a döndü. Gwen tam konuşacakken Dharja' nın telefonu çalmaya başladı. Fakat Dharja cevap vermeyip reddetti. Gwen Dharja' nın bu konuda konuşmak istemeyeceğini düşünerek hiçbirşey söylemedi. Garsona dönerek onu daha fazla bekletmemek için konuştu. "Bende aynısından alayım." Garson Gwen' ın söylediğini de Dharja' nınki gibi not aldıktan sonra uzaklaştı. Gwen hafif bir gülümsemeyle Dharja' ya baktı. "Bu yıl gerçekten zevkli geçecek , en azından öyle umuyorum." Dharja' ya bakmayı bırakıp cama doğru döndü. Dışarıdan bir sürü insan geçiyordu. Gwen onlarla pek de ilgileniyor sayılmazdı. Yaklaşık bir iki dakika sonra garsonun gölgesinin masada belirmesiyle cama bakmayı bıraktı. "Buyrun , siparişleriniz." İçi dolu kupaları Gwen ve Dharja' nın önüne koydu garson. "Teşekkürler." Garsona bakmadan kibarca söylemişti bunu. Garson tekrar masadan uzaklaştı. Gwen önündeki kupayı eline alıp bir yudum içti. Sonra yeniden cama döndü ama bu sefer camın arkasındakilere değil , direkt cama bakıyordu. Temizdi cam. Ama dışarıdan yapışan tozlar da vardı tabi. Bir süre sonra Dharja' ya döndü. "Burdan çıkınca birşeyler almam gerekecek galiba."